Adana’da son siyasi durum nedir?



Adana’nın içinde bulunduğu siyasi çıkmaz ve partilerde son durum.

Murat ÖZPOLAT, 2000 Yılından bugüne Akdeniz bölgesinde yüzlerce siyasi ve sosyal araştırmaya imza atan Ayna Araştırma Grubu’nun Başkanı, Halkla ilişkiler ve Araştırma hizmetleri ile bölgenin nabzını en iyi tutan araştırma şirketi olarak bilinen Ayna; 29 Mart Yerel seçimleri ve Referandum sonucunu en iyi tahminle bildi.

Ayna Araştırma Grubu Başkanı Murat Özpolat ile Adana’yı konuştuk.

Murat bey Genel olarak Adana’nın içinde bulunduğu siyasi durumu nasıl. Herkesin olumsuz tanımladığı kadar var mı?

Adana ekonomik, siyasal ve kültürel potansiyeli olan bir il. Ancak, son yıllarda farklı siyasal çekişmelerden kaynaklanan nedenlerle bu potansiyelin gerektirdiği dinamizmi, üretkenliği ve ülke siyasetini etkileme performansını yeteri kadar gösterememektedir. Bundan sonraki yerel seçimlere kadar da bu durum değişmeyecek gibi görünüyor. Çözüm noktası olan siyaset, doğru bir zemine( halkın istemleri doğrultusunda şekillenene kadar) oturmadıkça güçlü bir irade ortaya konulamaz, merkezi hükümetin Adana’ya destekleri sürekli boşa düşecektir. Plan, program ve yeni stratejiler geliştirilmedikçe, Adana’nın gerçek ihtiyaçları doğru analiz edilmeden atılan tüm adımlar, yatırımlar eksik kalır. Şehrin ruhuna hitap eden yeni bir siyasal yaklaşım gereklidir, gücünü ondan, bundan, Ankara’dan değil de halktan alan liderler çıkacaktır elbette, gücünü halktan almayan her türlü siyasal erkin zemini erimeye yüz tutmuş kara benzer.

Araştırmalarınızda durum nasıl görünüyor, halk tüm bu yaşananlara nasıl bakıyor?

Araştırmalara göre, Adana’nın en büyük problemi işsizlik, halk ekmeğini nasıl kazanacağının derdinde. Yerelde yaşanan siyasi çekişmelerin kendisine, işine ve Adana’ya ekonomik anlamda daha çok kayıp yaşatacağını düşünüyor ve haklı olarak kaygılanıyor. Bu kaygıların siyasi sonuçları da doğal olarak belli siyasi çevrelere fatura ediliyor.

Partiler açısından durum ne?

Ak Parti, gücünü büyük oranda siyaset bilimi ve toplum biliminin verilerine dayalı siyaset stratejisine borçludur. Bu iki alanın verilerini Ak Parti kadar doğru pratize eden parti yok gibi Türkiye’de. Parti’de araştırma ve planlamaya dayanmayan strateji ya da mesaj yapılandırması minimum düzeyde. Bu da Parti’nin başarısını sağlayan en önemli etkendir. Ancak, merkezde doğru yapılandırılan bu mesajların yerel düzeyde etkili izdüşüm yaratabilmesi ve Adana seçmeni tarafından beklendiği gibi anlaşılması için Partinin mahalli aktörlerinin daha iyi organize olmaları gerekmektedir.

Bir partiyi tabanına en iyi anlatan yerel yöneticileridir. Adeta partileri için doğal canvasser (seçmen yönlendirici)lerdir. Adana’daki Ak Partili belediyelerin ve teşkilatların bu rolü farklı sebeplerden kaynaklı yeteri kadar oynayamadığını görüyoruz. Genellikle kamu hizmeti almada halk kolay kolay mazeret kabul etmez. Bu konuda seçmen daha ziyade iktidar partisinin belediyelerine karşı toleranssızdır. Bu nedenle bu belediyelerin “imkânlarım elverdiği oranda hizmet veririm” deme şansı yok. Zira halk, siyasileri hem imkân hem de hizmet üretmek için seçtiğine inanır. Bu nedenle seçmen, özellikle iktidar sahiplerinin mazeretlerini anlayışla karşılamaz. Ak Parti’de Ömer Çelik’in toparlayıcı güç olarak varlığı, ulusal ve yerel düzeyde kullandığı siyasal dilin Parti siyasetine katkı sağladığı gerçeği, halkta kendisine ilişkin layıkıyla temsil ettiği düşüncesi yaratmaktadır.

CHP, Kılıçdaroğlu’nun yarattığı rüzgârla, zaten politik zemini var olan Adana’da oyunu kısmen arttırmış görünüyor. Çukurova Belediyesi’nin halkın talepleri ile örtüşen hizmetleri partiye ivme kazandırabilir.

MHP konjonktüre göre oy oranı zaman zaman düşmüş görünse de MHP’nin vatan, millet paradigması sahilin diğer illerinde olduğu gibi Adana’da da partiyi diğer illere oranla daha güçlü kılmaktadır. Geçmişte parti ile irtibatlı bazı mahalli aktörlerin, rant ilişkileri içinde olduğu görüntüsü vermesi ve ideolojik manada ulusalcılıkla yakınlık izlenimi veren politik dil, tabanı kısmen de olsa olumsuz etkilemektedir.

Gündem milletvekilliği adaylığı ve genel seçimler bu anlamda Milletvekili adaylarına ne önerirsiniz?

Genelde adaylar, seçilmek için en kolay ve en az maliyetle nasıl gündeme girebileceklerinin telaşı içinde olurlar, aslında bu süreç son derece planlı, programlı, örgütlü ve veriye dayalı çalışmayı gerektirir. Vekilliği düşünenler öncelikle politika yapmayı düşündükleri siyasal zemini iyi tahlil etmeliler, parti içi dinamikleri ve sahadaki dengeleri göz önünde bulundurarak, halkta yansıma yaratacak kampanya çalışmalarında ön plana çıkmalıdırlar. Adaylar seçim bölgesinin siyasal analizinden tutun medya üzerinden iletilecek siyasal mesajların düzenlenmesine kadar pek çok yöntemi profesyonelce kullanmalılar. Her adayın seçim kampanyasını sağlıklı analizlerle ortaya konulmuş bir alan araştırması üzerinde temellendirmesi zaruri bir ihtiyaçtır. Tüm bunları da görevleri tanımlanmış ekip üyelerince yapılması başarıyı sağlar.

Hiçbir adaya, sırtını bir yerlere dayayarak adaylığa soyunmasını tavsiye etmem, amacı tanınmaksa o başka, ancak hakkını veren bir vekil olmak istiyorsa gücünü göstermeli, sorun çözme konusunda muktedir olduğuna hedef seçmenini inandırmış bir lideri, hiç kimse görmezden gelemez. Gündemi doğru okuyan, mesajlarıyla beklentileri karşılayan ve çoğunluğun algısını yönlendirebilme becerisi gösteren adaylar umut meşalelerini yakanlar olarak ön plana çıkacaklardır.